Önümüzdeki hafta sonu yapılacak TTB seçimli Genel Kurul öncesinde TTB’de değişim isteyen gruplarla TTB’de değişimin gerekli olduğu görüşüne katılmayan var olan grup arasında tartışmalar çeşitli platformlarda devam ediyor.
TTB’de değişim her şekilde olumlu olduğunu söyleyemeyiz. Değişim olumlu yönde olabileceği gibi olumsuz yönde de gerçekleşebilir. Ancak TTB’nin var olan yönetim anlayışında değişime gerek olmadığı görüşünün sorunlu olduğunu belirtmemiz gerekir.
Bugünkü haliyle TTB siyasal iktidarın başta sağlık alanı olmak üzere çeşitli uygulamalarına karşı muhalefet eden bir kurum olduğu doğrudur. Ancak bu durum TTB’nin hekimlerle ve bileşeni olduğu platformlar aracılığıyla tüm sağlık çalışanlarıyla iletişim kanallarını kullanabilen kitlesel bir örgüt olamadığı gerçeğini değiştirmiyor. TTB, yaşadıkları onca soruna karşın hekimlerin ve (bileşeni olduğu platformlar aracılığıyla) sağlık çalışanlarının çalışmalarına, eylemlerine katıldığı bir kurum değil. Sağlık alanında hizmet veren sendikalarla TTB’nin sağlıklı bir birlikteliği yok. TTB, diğer kamu hizmet üreten çalışanlar ve sendikalarla geniş birlikteliklerin içinde yer alan, böylesi birlikteliklerin oluşturulmasına katkı sunabilen bir örgüt değil. TTB’nin hekim ve sağlık çalışanı kitlelerle sağlam bağı yok ve bunu eksiklik olan değerlendiren bir yönetime gereksinim bulunuyor.
Önemli olan yapılacak Kongre'de TTB'nin hekim ve sağlık çalışanları kitlesinden tecrit olmuş durumunun sorun olup, görülüp görülmeyeceği ve bu soruna yönelik hangi önlemlerin alınacağının tartışılıp, tartışılmayacağıdır. Son dakikada genişleyecek ittifak yaklaşımı ile TTB’yi iktidara yakın grupların yönetiminden korunması ancak pirüs zaferi olur. Kitlelere mesafesiz olmak, iktidara mesafeli olmaktan daha önemli bir konu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder